29 Nisan 2008 Salı

Palit GeForce 9800GTX ile HD


Ekran kartı üreticisi Palit Microsystems, olağanüstü yüksek tanımlı (HD) oyun ve çoklu ortam deneyimi sunan, 9800GTX grafik işlemcisi ve 512MB bellek ile donatılmış Palit GeForce 9800GTX modelini duyurdu.

Palit GeForce 9800GTX'in çekirdek hızı 675 MHz ve 256 bit arabirime sahip yüksek kapasiteli 512MB GDDR3 belleği ise 2200 MHz hızında çalışıyor. Palit GeForce 9800GTX desteklediği 3-way NVIDIA SLI (Triple-SLI) teknolojisi ve Alternate Frame Rendering (AFR) özelliğinin etkinleştirilmesi ile grafik işlemcisi 9800GTX olan 3 adet ekran kartının beraber kullanımına olanak sağlıyor. Palit GeForce 9800GTX zenginleştirilmiş video gösterimi için de 2. jenerasyon PureVideo HD teknolojisini destekliyor.

Palit GeForceTM 9800GTX, Nvidia'nın HybridPowerTM teknolojisine sağladığı destek sayesinde grafik yoğunluğu düşük uygulamalarda anakart üzerindeki tümleşik grafik işlemcisinin kullanımına olanak sağlayarak hem güç tasarrufu yapmanızı hem de daha sessiz kullanım deneyimi yaşamanızı sağlayacak. Bunun yanısıra, Palit GeForceTM 9800GTX, PCI-Express 2.0 platformunu ve DirectX 10 Shader Model 4.0 teknolojisini destekliyor.

pcnet

Windows XP SP3 Hazır

Windows XP SP3 boyut olarak tam 320 MB. SP2'nin yayımlandığından beri arada kalan tüm güncellemeleri ve ekstra bazı eklentileri içeriyor. Yeni özelliklerden ilk göze çarpanlar kurumsal ağlara girişi kısıtlayan SP3 Network Access Protection (NAP) ve Microsoft Management Console uygulamasının 3.0 güncellemesi. Windows Installer uygulaması da 3.1 v2 sürümüne güncellenmiş.
Tıklayın, indirin.

21 Nisan 2008 Pazartesi

surface

Microsoft Surface Nedir?

Microsoft Surface Projesi'ne 1982 yılında başlanmıştır. Multi-Touch alanında ilk araştırmalar Toronto Üniversitesi ve Bell Labaratuvarlarında yapılmıştır. İlk konzept Microsoft çalışanları Steven Bathiche ile Andrew D. Wilson tarafından oluşturulmuştur. 2001 yılı Ekim ayında bu kişiler öncülüğünde proje gurubu kurularak ilk konzept üzerinde çalışmalara başlanmıştır.

Projenin ilk tanıtımı 2003 yılında Microsoft Başkanı Bill Gates tarafından yapılmıştır. Daha sonra bu projede ki geliştirme ekibi sayısı artırılmıştır. İlk prototip IKEA firmasının ürettiği sehba ile geliştirilmiştir. 2005 yılına kadar 85 adet prototip geliştirilmiştir.

Surface'in 30 Mayıs 2007'de Steve Ballmer tarafından "All Things Digital" sloganı ile Kaliforniya Carlsbad'da yapılan bir konferans ile tanıtımı yapıldı. 2007 yılı sonlarında ilk olarak firma müşterileri için satışa sunuldu. Satış fiyatı 10.000 Dolar civarında olan Surface'e ilk talepler restoranlar ve oteller tarafından gelmiştir.[2].


Özellikleri [değiştir]Surface, Multi-Touch adı verilen yeni bir kullanıcı arabirimine sahiptir. Bu teknoloji bilgi girişi için fare veya klavye vb. cihazlara ihtiyaç duymamaktadır. İlk Surface modelleri 30" inch ekran boyutlarına sahiptir. Varolan dokunmatik teknolojiden oldukça ayrıcalıklı kompleks bilgi girişine imkan tanımaktadır. Bu teknoloji sayesinde birden fazla parmak aynı anda kullanılabilmektedir. Eller sayesinde uygulamalar kontrol edilebilmekte ve başka kullanıcılar tatafından da aynı anda uygulama kontrolü sağlanmaktadır. Mause tarafından gerçekleştirilebilen bir çok olay parmaklar sayesinde kolayca halledilebilmektedir. Örneğin pencerelerin boyutunun değiştirilmesi, döndürülmesi veya taşınması işlemleri parmaklar tarafından kolayca yönetilebilmektedir. Kayıtlı olan 52 farklı bilgi giriş modu ile çalışılabilmektedir. Yani aynı anda en fazla 5 kişi tarafından her kişinin 10 parmağı ile farklı uygulamalar yapması demektir.

Şekil itibarı ile ekran siyah bir kutu içerisine yerleştirilmiş ve kutu içerisinde donanım birimleri yerleştirilmiştir. Şekil olarak sehba ya benzemektedir.

Surface'in sahip olduğu yeni bir özelliklik ise Cep telefonu, Dijital Fotoğraf Makinesi gibi cihazlar ile aynı anda senkronize olabilmesidir. W-LAN bağlantı teknolojisi sayesinde cihazlardaki bilgi kolaylıkla Surface'e aktarılabilmekte ve çek-bırak methodu kullanılarak tekrar bir parmak hareketi ile cihazlara kayıt edilebilmektedir.

Surface, Microsoft'un en aktüel işletim sistemi Windows Vista kullanmakta ve W-LAN 802.11 b/g, Ethernet 10/100 ve Bluetooth 2.0 özelliklerine sahiptir.

56 cm yüksekliğe, 53 cm derinliğe ve 107 cm genişliğe sahiptir. Ekran büyüklüğü 30" (76 cm) dir ve Acrylglas'dan yapılmıştır.
wikipedia.org

6 ve 12 Çekirdekli İşlmciler

Phenom ile Intel karşısında beklediği başarıyı yakalayamamış olan AMD yeni platformu ve işlemcileri ile başarılı bir çıkış yapmayı planlıyor. Barcelona'nın varisi olacak işlemci ise 45 nm üretimi ile hazırlanacak ve HyperTransport 3.0 destekli ayrıca 6 adet çekirdek taşıyacak.

AMD'nin diğer işlemcisi ise Istanbul kod adını taşıyacak. Yine 45 nm'lik olacak olan ilemcide HyperTransport 3.0 desteği ve doğal 6 çekirdek ile Intel'in Dunnington işlemcisşne rakip olacak.

6 çekirdekli işlemciler 2008 içinde kullanıma sunulacak. Daha sonra ise 12 çkeirdek projesi olan çift zar taşıyan işlemciler olacak. Çift zarlı 6 çekridekli bir işlemci tek işlemcide 12 çekirdeği aktif hale getirecek. Çekirdeklerin hepsi arasında HyperTransport 3.0 ile haberleşecek.

6 çekirdekli işlemciler çift kanal bellek kontrolcüsüne sahip iken çift zar taşıyan işlemciler 4 kanal bellek kontrolcüsüne sahip olacak. Bu sayede bellek performansında önemli bir artış olacak. Intel'in 3 kanal bellek kontrolcülü Nehalem platforuma rakip olacak.

Şu anda hali hazırda olan soket 1207 ile uyumlu olacak işlemciler ne kadar uyumlu olsada HyperTransport 3.0 desteği olmadığı için tam performanslı çalışayamacaklar. Bu yüzden HT 3.0 destekli Soket 1207 'ın devreye girmesi bekleniyor.
pc magazine

10 Nisan 2008 Perşembe

Sıradışı Western Digital


Western Digital "şekle önem veren" kullanıcılara özel rengarenk harici sabit-disklerini satışa sundu.

WD My Passport modelini aklınıza gelen her renkte bulabilirsiniz. 120 GB'den 320 GB'e değişen boyutlarıyla ve 120 dolar - 180 dolar arasında değişen fiyatlarıyla (Türkiye fiyatları değildir) My Passport serisi oldukça ilgi çekecek gibi duruyor.

WD My Passport serisinin bir diğer ilgi çekici özelliği ise içinde barındırdığı Google destekli yazılım. Bu yazılım sayesinde sabit-diskinizdeki dosyaları kolaylıkla bulabileceksiniz.

Uçakta cep artık serbest mi?

Avrupa Komisyonu, Avrupa hava sahasında seyreden uçaklarda cep telefonu kullanılmasına resmen onay verdi. Alınan karara göre, havalanan uçak 3.000 metre veya üzerinde bir irtifaya ulaştığında cep telefonları açılabilecek.

Altı aylık bir danışma sürecini izleyen bu kararı uygulayan ilk uçuşlar, bu yıl içinde hizmete sunulabilecek.

AB Komisyonu'nun telekomünikasyondan sorumlu üyesi Viviane Reding, cep telefonu operatörlerinden, uçaklardan yapılan görüşmelerin maliyetini asgari düzeyde tutmalarını istedi.

Avrupa Komisyonu'nun bu kararı almasının ardından, şimdi uygulama için verilecek kararlar tek tek şirketlere bırakılmış oluyor. Bununla beraber, sözkonusu teknolojinin tamamen onaylandığını söyleyebilmek için bir takım tüzük değişikliklerinin de yapılması gerekiyor.

Bu kapsamda ayrıca Avrupa Havacılık Güvenlik Kurumu da, uçaklara yerleştirilecek ve cep telefonu sinyallerinin uçuş sistemlerine karışmasını önleyecek bir donanıma ihtiyaç duyuyor.

Sistem nasıl işleyecek ?

Plana göre uçaklara 'piko hücre' (trilyonda bir hücre) adı verilen ve kalkıştan sonra devreye alınacak olan, küçük cep telefonu baz istasyonları yerleştirilecek.
Baz istasyonu, uçak içinde ve çevresinde küre biçiminde bir kapsama alanı oluşturacak.

'Piko hücre' üzerinden yapılacak görüşmeler, uydu bağlantısı yoluyla karasal şebekelere iletilecek.

Bu teknoloji için, daha önceden Avrupa genelinde bir radyo frekans spektrumu ayrılmıştı.
Uçaklar Avrupa hava sahasını terkettiğinde ise verilen hizmet durdurulacak.

Fazladan lisans ödenmeyecek
Başlangıçta sadece ikinci nesil cep telefonlarına hizmet verilecek, ancak bunu üçüncü nesil teknolojilere yönelik artan talep nedeniyle, bu yöndeki servisler izleyecek.

Uçaktan yapılan cep telefonu görüşmelerinin maliyeti, yerdeki görüşme ücretlerine göre daha yüksek olacak.

AB Komisyonu'nun telekomünikasyondan sorumlu üyesi Viviane Reding, komisyonun bu fiyatlamaya bir sınır getirmeyi planlamadığını söyledi.

Windows Xp ile 2010 a Kadar

Microsoft'un ana hedeflerinden bir tanesi, 2008 Haziran'a kadar tüm "mainstream" sistemlerde Vista kullanılmasıydı ancak bu, Microsoft'un baskılarına rağmen maalesef gerçekleşmeyecek gibi duruyor. Bu bir kenara, Microsoft, XP Home versiyonunun 2010 yılına kadar mağazalarda bulunabileceğini belirtiyor. Bunun sebebi de, artık hayatımıza giren ASUS Eee PC gibi çok fazla güçlü olmayan minik taşınabilir sistemlerin giderek yaygınlaşacak olması. Zira ASUS Eee PC gibi sistemler bellek miktarı konusunda sıkıntılı, disk performansı üst seviyelerde olmayan ve tek çekirdekli işlemci taşıyan cihazlar. Ve bu tür konfigürasyonlarda sistem kaynaklarını deli gibi tüketen Vista'nın sağlıklı çalışma şansı yok. Üstelik bu cihazlarda Vista çalıştırmak için kullanıcıların terfi yapması da pek söz konusu değil.

Linux, bu tür sistemler için her zaman çok daha iyi bir alternatif olmaya ve umarız daha fazla kullanılmaya devam edecek ama Microsoft'un bu mini sistemlerde yer almak için hiç rahat durmayacağını görüyoruz.

Peki Windows XP Pro sürümü için durum ne olacak? XP Sp3'ün önümüzdeki birkaç ay içinde çıkacağını düşünürsek, benzer bir "ömür uzatma" operasyonu XP Pro. için de gelebilir. Zira 30 Haziran 2008'den sonra XP Pro. satışları normal şartlarda duracak.

5 Nisan 2008 Cumartesi

MacBook Air hack’lendi


Güvenlik araştırmacılarından oluşan bir grup, MacBook Air’i iki dakikada hack’leyerek 10.000 USD kazandı.

Vancouver’da düzenlenen ve Tipping Point sponsorluğunda yapılan Pwn to Own yarışmasında Charlie Miller, Jake Honoroff ve Mark Daniel’dan oluşan Independent Security Evaluators takımı yarışmanın ikinci gününde MacBook Air’İn kontrolünü ele geçirdi.



Yarışmanın ilk günü, hack’lemeler; network üzerinden tekniklerle kısıtlandığı için hiçkimse hiçbir sistemdeki kodu çözemedi. Fakat ikinci gün kurallar değiştirildi ve kötü niyetle yapılmış bir siteye giriş veya e-mail yoluyla hack’lenmeye açıldı.

Takım saldırı kodunu daha önceden Web sitesine kurmuşlardı ve bu sayede MacBook Air’e ulaştılar. TippingPoint’e göre Safari’de bulunan yeni bir açık MacBook Air’in ele geçirilmesine sebep oldu.

Yarışmanın kurallarına göre kazananlar hemen bir gizlilik antlaşmasına imza atıyorlar. Bu sayede bulunan açık, üretici firmanın gizliliğinde kalıyor ve düzeltiliyor. Geçen senenin yarışmasında QuickTime açığını bulan takım kazanmıştı. Apple, açığı iki haftadan kısa bir sürede kapadı.

2TB’lık usb disk; Western Digital


Ürün Özellikleri

Marka : Western Digital

Kapasite : 2 TB

Boyut : 3.5 inch

Bağlantı Arabirimi : Usb – Firewire

Teknik Özellikler

Ürün Kodu : WDG2TP20000E
Form Faktörü : 3.5″
Bağlantı Arabirimi : USB 2.0 / FireWire 400 / FireWire 800

Arabirim Transfer Oranları
FireWire 800 (1394b) 800 Mbits/s (Max)
FireWire 400 (1394a) 400 Mbits/s (Max)
USB 2.0 (USB 2.0) 480 Mbits/s (Max)

Devir Hızı (rpm) : 7200
Kapasite (TB) : 2
Ortalama Erişim (ms) : 8.9
Desteklediği İşletim Sistemleri : Windows® 2000/XP/VistaTM - Mac® OS X 10.3 ve üstü
Yüklü Yazılımlar : EMC® Retrospect® Express yedekleme yazılımı
Kutu İçeriği : USB kablosu / FireWire400 kablosu / FireWire800 kablosu / Güç adaptörü
Yükseklik x Uzunluk x Genişlik (cm) : 17.46 x 15.93 x 10.4
Ağırlık (kg) : 1.93

Ürünün Fiyatı : 679,00 USD + KDV

KDV Dahil YTL : 1.045,59 YTL

PİZZA YA SERVET VERDİLER

ABD'de bir kişi 1994 yılından bu yana yılda 20 dolar (26 YTL) ödeyerek elinde tuttuğu "pizza.com" alan adını 2,6 milyon dolara (3,38 milyon YTL) sattı.

43 yaşındaki Chris Clark, bir hafta süren açık arttırmanın ardından, isimsiz bir alıcının önerdiği fiyatı kabul etti.

Maryland eyaletinin Kuzey Potomac bölgesinde yaşayan Clark Baltimore Sun gazetesine verdiği demeçte, bunun çok çılgınca olduğunu söyleyerek, "Kesin yaşamımda büyük değişiklik olacak" dedi.

İnternet henüz başladığında 1994 yılında alan adını kayıt ettiren Clark, "pizza.com" alan adını edinerek, danışmanlık şirketi için bir pizza firması ile sözleşme imzalayacağını umuyordu.

Clark, şirketini 2000 yılında satmasına rağmen yılda 20 dolar ödeyerek alan adını elinde tuttu ve burada reklam da sattı.

Ocak ayında "vodka.com" alan adının 2006'da 3 milyon dolara satıldığını öğrenen Clark, bunun üzerine 27 Mart'ta internetten 100 dolarla başlattığı müzayedeyi bir hafta sonra 2,6 milyon dolar kazanarak kapattı.

Chris Clark, 1990'larda başka alan adlarını satın almadığı için pişman olduğunu da belirtti.


Haber Tarihi : 4 Nisan 2008 (22:47)
Haber Ekleyen : Güncel Haber Bot
Haber Kaynağı : İnternet Haber

İTÜ, HP ve TÜBİTAK Yazılım Merkezi Kuruyor

Bilişim sektörünün önde Gelen firmalarından HP Türkiye, bu yıl içinde 900 milyon dolarlık ciro hedefliyor.

HP Türkiye Genel Müdürü S. Şahin Tulga, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, şirketin kar rakamlarını açıklamadıklarını ancak, geçen yıl
715 milyon dolar ciro gerçekleştirdiklerini söyledi.

Türkiye'de bu yıl bilgisayar sektöründeki pazar payının 4,5 milyar dolar
olduğunu, HP Türkiye'nin de bunun 1 milyar dolarını alacağını ifade eden
Tulga, HP'nin sektördeki payının yüzde 20 civarında olduğunu bildirdi.

HP Türkiye'nin mali yılının 1 Kasım'da başlayıp 31 Ekim'de sona erdiğini
kaydeden Tulga, ''Bu yıl 900 milyon dolar ciro hedefimiz var. Mali
dönemin altı ayı bitmek üzere ve 450 milyon dolarlık ciro
gerçekleştirdik. İnşallah dönemi 900 milyon dolarla bitireceğiz'' dedi.

-''YAZILIM İNOVASYON MERKEZİ KURACAĞIZ''-

İTÜ ve TÜBİTAK ile yazılım inovasyon merkezi kuracaklarını belirten
Tulga, bu merkezin 500 bin dolara mal olacağını söyledi. Tulga, şunları
kaydetti:

''Yazılım İnovasyon Merkezi, yarım milyon dolara mal olacak. Bu ilk
birinci yıl yatırımımız. Dünyanın dört bir yanından insanlar gelip
burada çalışacak ve yazılım geliştirme çalışmaları yapılacak.

Türkiye'de donanım üretsek bunun katma değeri yüzde 50 den fazla olamaz
ama bilgi yoğun bir şey üretirsek, -yazılım da bunun en önemli
parçasıdır- bunun Türkiye'ye katma değeri yüzde 50 civarındadır. Bu
nedenle Türkiye'de yolumuzu bu yönde inşa ettik. Bu son derece hayırlı
bir adımdır. Türkiye yazılım konusunda niye Hindistan olmasın?''

Her sektördeki fırsatları trene benzeten Tulga, fırsatların, ülkelerin
istasyonlarında durup tekrar hareket ettiğine dikkati çekti. Tulga,
şöyle devam etti:

''Fırsatlar gelir istasyonunuzda durur ve tekrar harekete geçer. Yazılım
konusunda, hizmetler konusunda Türkiye'ye bu tren geldi ve geçti ama
başka bir tren gelecektir. Şimdi gelecek tren genel yazılım treni değil.
Bundan sonra gelecek olan da spesifik yazılım trenidir. O trene binme
şansımız var. Bundan neyi demek istiyorum? İş yaşamında, özel yaşamdaki
her bir süreci bir yazılım haline getirebiliyoruz. O tür yazılımlar ve o
tür yazılımlara destekler bir fırsattır. Bunlar Türkiye'nin önündeki en
önemli fırsatlardır. Biz de bunları adreslemek istiyoruz.''

-YEDEK PARÇA SORUNU-

Tulga, bilgisayar yedek parça konusunda Türkiye'de sıkıntı yaşandığını
belirterek, devletin, o yıl üretilen yedek parça ithalatına izin
verdiğini anımsattı. Türkiye'de yılda 1 milyon adet PC sattıklarını ve
bunun 80 bininde sorun yaşandığını ifade eden Tulga, yedek parça temini
konusunda yaşanan sıkıntının müşteriyi ve şirketi olumsuz etkilediğini
belirtti. Tulga sözlerini şöyle tamamladı:

''Bu sorunu aşamıyoruz. Sektörümüzde birçok değişik ürün var. O yıl
üretilmiş olması gerektiği için yedek parça temininde zorluk çekiyoruz.
Buna rağmen bizce çok iyi iş çıkartıyoruz. Devlet bize 2006, 2007
yıllarında üretilen yedek parçaları da getirin dese hiçbir problem
olmayacak. Anında tamir edip müşterilere yollayacağız. Yedek parça
temininde müthiş sorunlar yaşıyoruz. Ama bu sorun sadece Türkiye'de var.
O zaman kurmuş olduğunuz müşteri hizmetleri sistemi de çökmüş oluyor.
Müşteri veryansın ediyor. Bir şekilde durumu idare etmeye çalışıyoruz.
İllegal bir iş de yapamayız. Ne yapıyoruz. Rusya'ya giden 2008 yılı
ürünü yedek parçayı yalvar yakar alıyoruz. Bir yerde yangını söndürmek
zorunda kalıyoruz... Teknoloji ürünleri gümrüğünde aynı yıl üretim şartı
kalkmalı. Kalktığı zaman tüm sistem rahatlayacak.''
PC Magazine

PACKARD BELL EASYNOTE SB85-P05

Geniş ekran furyası dizüstü bilgisayarlara da sıçramaya başladı. Bunun ilk örneklerinden birisi olan Packard Bell SB85, şık tasarımı ve başarılı performansıyla ilgi çekecek bir
ürün. 17 inç monitöre sahip bu diz üstü tam bir oyun kutusu. Geniş ve büyük ekranının
yanı sıra 2 GHz hızındaki işlemcisi, GeForce 8600 Mobile ekran kartı, 1 GB belleği ve 160 GB SATA sabit diski ile bir masaüstünü aratmıyor. Cihazın üzerinde bir adet boş sabit disk yuvası bulunuyor. Bu yuvaya ikinci disk takarak, RAID yapabilir ve depolama kapasitesiyle birlikte performansını artırabilmeniz mümkün. Dizüstü bilgisayarın test sonuçlarına baktığımızda ortalamanın üzerinde bir performans sergilediğini görüyoruz. Ürünün en başarılı olduğu nokta ise oyunlar ve grafi k uygulamalar. Böyle bir üründen daha fazla belleğe ve daha güçlü bir işlemciye sahip olmasını bekliyorduk, ancak ürün bunu da avantaja çeviriyor, çünkü fi yatı uygun. Büyük boyutlarına rağmen 3,5 kg ağırlığa sahip olması da iyi bir özellik. Çünkü 17 inç diz üstü bilgisayarların ağırlığı genellikle 4 kg ve üzeri.

Puan: 5
Bilgi için: Koyuncu
Tel: (216) 528 88 88
Web: www.koyuncu.com.tr
Özellikler: 17 inç LCD ekran, Intel Core 2 Duo 7300 işlemci, GB DDR2 667 MHz bellek, 256
MB nVidia G8600 ekran kartı, 160 GB 5400 RPM sabit disk, DVD yazıcı, web kamera, HDMI
Artı: Büyük ve geniş ekran, üstün performans, DVI ve HDMI bağlantısı
PC Magazine

Çöken Bilgisayara Uzak Yardım

PC'leri çöken kullanıcılar, AirTies ve Intel'in geliştirdiği modem ile, tek tuşla yardım alabilecek.

AirTies ile Intel firmalarının birlikte geliştirdiği "vPro" teknolojili modem sayesinde, bilgisayar arızaları uzaktan tek tuşla giderilebilecek.

Kablosuz iletişim, kablosuz ağlar ve geniş bant internet erişimi konusunda çalışmalar sürdüren AirTies firmasının Pazarlama Müdürü Hatice Ayan, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, modemin, bağlı bulunduğu bilgisayarların virüs saldırısına maruz kalması durumunda bile, kullanıcı çalışmaları devam ederken, teknik destek ekibine haber verdiğini ve onarımın eş zamanlı olarak başladığını söyledi. Ayan, şunları kaydetti: "Bir gece vakti, en çok ihtiyaç duyduğunuz anda bilgisayarınızın çalışmadığını düşünün. Windows'u açamıyorsunuz, kurtarma araçlarına ve internete erişemiyorsunuz. Intel'in geliştirdiği 'vPro' teknolojisi ve AirTies sayesinde artık bu korkutucu durumda, yalnızca modeminizdeki bir tuşa basarak yardım alabilir, bilgisayarınızın BIOS seviyesine kadar uzaktan onarılmasını sağlayabilirsiniz.

AirTies, Intel ile birlikte bir yıldır sürdürdüğü AR-GE çalışmaları sonucunda, dünyada ilk kez kullanıcıların tek bir tuş ile teknik destek talebinde bulunacakları bir modem üretti. Haziran 2008'de piyasaya çıkacak 'vPro' teknolojiye sahip modemler ile son kullanıcı ve KOBİ'ler için çözüm odaklı 7x24 teknik destek artık mümkün olacak.

'vPro' destekli ana kartın içinde bulunan elektrik ve ethernet kartları takılı olduğu sürece aktif olan yönetim motoru, üzerinde bulunan web sunucusu sayesinde uzaktaki yönetim konsolları ile güvenli bir biçimde iletişim kurabiliyor. Böylece virüs saldırısı ya da dosyaların izinsiz kopyalanması gibi acil müdahale gereken durumlarda bile bilgisayar uzaktan açılıp kapatılarak, hataların görüldüğü Dos ekranı ve BIOS gibi seri bağlantı ile görülebilen ekranlar bir başka makineye aktarılabiliyor."

Ayan, modemin envanter ve hata kayıtları konusunda da hizmet verdiğini belirterek bilgisayarlar kapalıyken ya da işletim sistemi açılmadığı zaman bile cihazın içinde hangi işlemcinin olduğu, hangi slotta ne kadar RAM takılı olduğu, hangi model hard diskin bulunduğu ve eğer kayıt tutulmuşsa hangi yazılımların bulunduğunun görülebildiğini dile getirdi. Ayan, ayrıca bilgisayarın başına gitmeden de aşırı ışınmış işlemcilerden, çalışmayan fanlardan ve bozuk hard disklerden haberdar olunabildiğini de belirtti.

AirTies 'vPro' modemlerinde güvenlik duvarı bulunuyor. Böylece istenmeyen trafik donanım seviyesinde engellenebiliyor. Virüs bulunan bilgisayar otomatik olarak tespit edilerek, etrafına zarar vermesi engelleniyor ve bulunduğu ağdan izole ediliyor. Böylelikle, virüs bilgisayarı tümüyle ele geçirse bile çalışmalar aksamadan devam ediyor. Donanım seviyesinde ağ bağlantısı kapatılarak, teknik destek ekibine haber verilebilmesi mümkün hale geliyor.

PC Magazine

Logitech'ten 3D fare

Logitech, sanal dünya Second Life için özel bir 3D fare serisi üretti...
Bir Wiimote gibi olmayabilir ama 3Dconnexion da üçüncü boyutu yakalayabiliyor. Sanal dünya Second Life'ın yaratıcısı Linden Lab, bu hafta üyelerine yeni oyuncaklar kullanabileceklerini açıkladı. Logitech'İn 3D fare serisi 3Dconnexion, Second Life içinde rahatlıkla gezebiliyor.

Second Life üyeleri artık 3Dconnexion'un SpaceNavigator, SpaceExplorer ve SpacePilot farelerinden birini avatarlarını kontol etmek, uçmak ve objeler yaratmak için kullanabilecekler. Elbette, 3Dconnexion fare serisi seçenekler gibi iki boyutlu işlevler için de kullanılabiliyor.

3D fare hem Mac hem de Windows işletim sistemleriyle çalışabilecek. Hatta Logitech temsilcilerinin söylediğine göre Linux kullanıcıları da bu fareyi kullanabilecekler. Cihazlar Linden Lab'le anlaşıldığı için öncelikle Second Life'da kullanılacak. Şu anda daha diğer sanal dünya veya 3D çoklu oyunculu oyunlarla uyumlu değil. Fakat Logitech, Second Life'ın bir adım olduğunu, yavaş yavaş diğer sanal dünyalara ve oyunlara da açılacaklarını ifade etti.

PC Magazine

4 Nisan 2008 Cuma

Japon İşi Akıllı Gözlük: Smart Goggle

'Smart Goggle' adı verilen gözlük, üzerine yerleştirilen kamera ile kaybolan eşyalarınızı bulmanıza yardımcı olur.

Anahtar, cep telefonu gibi saatlerce arayıp bir türlü nereye koyduğumuzu bilemediğimiz durumlarda Smar Goggle devreye giriyor. Her türlü aleti hemen bulmamızı yarayan bu gözlüğü takan kişi, baktığı herşeyi kaydeden kamera sayesinde aletlerin isimlerini tek tek anons ederek hafızasına kaydediyor.

Hafızaya kaydedilmiş olan bu eşyaların koybolması halinde arayan kişinin bu cisimlerin ismini sadece kameraya yerleştirilmiş olan mikrofona fısıldaması yeterli oluyor.

Japon bilimadamları tarafından bulunan sihirli gözlüğün, yeni objeleri tanıyan ve tanımlayan dünyadaki en gelişmiş yazılım olduğu düşünülüyor.

Ürünün modeli, tanıtım için piyasaya çıkarılmış olmasına rağmen çok büyük ve ağır olduğu için günlük kullanım için ne kadar kullanışlı olacağı şimdilik belli değil.

Sun Microsystems, Mysql'i Alıyor

Sun Microsystems, Mysql'i satın alıyor



Sun Microsystems, bir açık kaynak simgesi olan ve dünyanın hızla büyüyen açık kaynak kodlu veritabanı geliştiricisi MySQL AB'yi yaklaşık 1 milyar dolara satın alacağını duyurdu.

Sun Microsystems'dan yapılan açıklamada, bu satın almayla 15 milyar dolarlık veritabanı pazarında güçlü bir oyuncu olan Sun Microsystems'ın büyüme stratejisinin de hız kazandığı kaydedildi.

Açıklamada, Facebook, Google, Nokia, Baidu ve China Mobile gibi milyonlarca kurulumu olan MySQL'in açık kaynak veritabanının daha geleneksel uygulamalara ve kurumsal pazara adaptasyonunun sağlanmasıyla Sun'a getireceği sinerjinin, yazılım endüstrisinde yeni bir dönem açacağı ifade edildi.

Intel, IBM ve Dell gibi markalarla olan OEM (orijinal ürün üreticisi) anlaşmalarını da içeren Sun dağıtım kanalları aracılığıyla MySQL'in daha geniş bir dağıtım ağına da kavuşacağı kaydedilen açıklamada, "MySQL açık kaynak veritabanı, tüm dünyada belli başlı işletim sistemleri, donanım sağlayıcılar, sektör ve uygulama alanlarında geniş bir kullanım gösteriyor.

Tamamlayıcı ürün dizileri ile MySQL'in veritabanı erişimi artarken, Sun sistemlerinin sanallaştırma, ara katman yazılımları ve depolama alanlarında yeni pazarlar kazanması bekleniyor" denildi.

Açıklamada, MySQL'in yüksek verimli açık kaynak veritabanı yazılımının bugüne kadar internetten 100 milyondan fazla kez indirildiği, her gün bu rakama 50 bin adet daha eklendiği belirtilerek, MySQL sayesinde Sun'ın, mevcut müşteri ilişkilerini derinleştirirken açık kaynak veritabanlarının kullanım kolaylığından ve esnekliğinden yararlanmayı amaçlayan firmalara yeni fırsatlar sunacağı vurgulandı.

Sun Microsystems'ın, tüm MySQL stoklarının devri için yaklaşık 800 milyon dolar nakit ödemeyi ve yaklaşık 200 milyon doları opsiyon olarak taahhüt ettiği kaydedilen açıklamada, devir işleminin 2008 mali yılının 3. çeyreğinin sonlarında veya 4. çeyreğinin başlarında tamamlanması beklendiği belirtildi.

İşlemlerin tamamlanması ile birlikte MySQL yazılımı Sun yazılımına entegre edilecek, satış ve pazarlama organizasyonları ile MySQL CEO'su Marten Mickos Sun'ın lider yönetim takımına katılacak.

Geçiş döneminde her iki şirketin temsilcilerinden oluşan ortak bir ekip teknik, ürün ve kültürel birlikteliğin sağlanması ve her iki firmanın en iyi iş ve ürün geliştirme pratiklerine dayanan birleşme planlarını geliştirecek.
cnnturk

İlk DisplayPort Sertifikası AMD'nin

Bilgisayar sektöründeki pek çok standartı belirleyen VESA (Video Electronics Standards Association), ilk tam DisplayPort sertifikası AMD'ye verdi.

DisplayPort arabirimi HDMI arabirimine benzer bir şekilde görüntülerin ekran kartından monitöre aktarılmasında kullanılıyor. HDMI'dan farkı bilgisayarlar için optimize edilmiş olmasında yatıyor. Başta Amd ve Nvidia olmak üzere pek çok bilgisayar firması tarafından destekleniyor.

Bilgisayarlarda yeni nesil grafik bağlantısı teknolojisi olan DisplayPort arabirimi, DVI'dan iki kat fazla bant genişliği sağlayarak sektöre gelecek nesilin görüntü yeteneklerini sunuyor.

AMD'nin sertifikalı ürünleri, Dell'in yeni DisplayPort modelleri olan UltraSharp 3008WFP ve 2408 WFP Geniş Ekran LCD Monitörlerini destekliyor.

Amd ise Radeon HD 3400, 3600 ve 3800 serisi ile 780G yonga setinde yer alan ekran kartları tüm şartları yerine getirdiği için VESA tarafından tam DisplayPort sertifikası almayı başardı.

3 Nisan 2008 Perşembe

Konuşan Otomobiller

Yeni geliştirilen bir teknoloji sayesinde otomobiller seyahat sırasında topladıkları yol bilgilerini hem sürücüyle hem de trafik yönetim merkezleri ile paylaşacak.

AB 6. Çerçeve Programı kapsamında çalışmalara başlayan Com2React Konsorsiyumu’nun projesinden, sürücüler ve trafik yöneticilerinin yanı sıra itfaiye ve ambulanslar da yararlanacak.

Com2React’ın internet sitesinden derlediği bilgiye göre, proje ile Vehicle-to-Vehicle (V2V) iletişim adı verilen yazılım sistemine sahip ve bir çok algılayıcı ile donatılmış olan araçlar, kötü hava şartları, bozuk yol, trafik kazaları ve buna benzer bilgileri toplayarak sürücüyü alternatif yollara yönlendirecek. Yazılım, topladığı bilgileri diğer araçlar ve trafik merkezleri ile de paylaşacak.

Com2React Konsorsiyumu’nun, Münih ve Paris’de yapılan denemelerde başarılı olduğu, söz konusu proje sayesinde bir çeşit "Sanal Trafik Kontrol Merkezi"nin de kurulmuş olacağı belirtildi. Sanal Trafik Kontrol Merkezi, kendisine gelen bilgiler doğrultusunda hareket halindeki araçların şoförlerine yerel trafik bilgileri ve güvenlik uyarılarında bulunabilecek.

Henüz ticari olarak piyasaya sürülmeyen ve GPS (Uydu), GPRS (Cep telefonu), WiMAX (Genişbant internet) gibi iletişim sistemleri üzerinden çalışabilen sistemin, yaygınlaştıktan sonra fiyatının düşmesi de bekleniyor

BMW İle Otomobilde İnternet Keyfi


BMW, 2008 model bütün otomobillerinde kullanıcılara "Engelsiz İnternet" opsiyonunu sunmaya hazırlanıyor. Alman otomotiv devi BMW, Ultimate Driving Machine / (Sürülebilecek En iyi Makine) tanımını 2008 model arabalarında genişletmeye hazırlanıyor. BMW, Cenevre 2008 Otomobil Fuarı etkinlikleri dahilinde tanıtacağı sistem, tek bir buton ile bir çok özelliği kontrol etmeye olanak tanıyan iDrive ile kullanılabilecek. Araç içi internet olarak tanımlayabileceğimiz ConnectedDrive opsiyonu sayesinde EDGE bağlantısı üzerinden gerçek Internet deneyiminin müşterilerine sunulacağını belirten firma, bu sistemi kullanan ilk otomobillerin fuarın hemen ardından piyasaya sürülebileceğini duyurdu. World Wide Web diye tanımlanan gerçek Internet deneyiminin ilk defa dört teker içinde aracın bir parçası olarak kullanıldığını belirten firma, sistemin hareket halindeyken sürücü tarafından kullanılmasının engelleneceğini, sürücünün görüntüleyebileceği ekranın ancak ve ancak sabit şekilde durulurken aktif olacağını belirtti. Arka koltukta oturan yolcular için sistemin açık olmasının tehlike arz etmeyeceğini savunan BMW yetkilileri "Olur mu Allah aşkına arkadaşlar, sürücü sırf iki YouTube videosu izlemek için kafasını arkaya mı çevirecek yapmayın lütfen" şeklinde çıkıştılar.

Bir depo benzinle tam 1 yıl


Şarj edilebilir hibrit otomobil Fisker Karma, 1 depo benzinle tam 1 yıl yol alabiliyor...


Amerikan firması Fisker, sadece 1 depo benzinle tam 1 yıl boyunca çalışabilen yeni bir hibrit otomobil modelini geçtiğimiz günlerde tanıttı. Bunun için tek bir şart var: Günde 80 kilometreden fazla yol yapılmamalı ve otomobil akşamları elektrik yardımıyla şarj edilmeli...

Otomobilin çalışma prensibi küçük bir benzinli motora ve lityum-ion pil paketine dayanıyor. Ayrıca opsiyonel bir güneş enerjisi paneli de otomobile dahil edilebiliyor. Bu panel hem şarj işlemi için, hem de otomobilin içinin soğutulması için kullanılabiliyor.

Fisker Karma, tam şarj ile 80 kilometre yol yapabiliyor. 80 kilometrenin ardından benzin motoru devreye giriyor ve pil paketini şarj etmek için bir jeneratör gibi görev yapıyor. kısacası otomobil her zaman elektrik yardımıyla hareket ediyor, benzin motorunun görevi pilleri doldurmaktan başka bir şey değil. Yapılan açıklamaya göre, kullanılan pil paketinin on yıl gibi oldukça uzun bir ömrü var.

Fisker yetkilisi Henrik Fisker, otomobilin şarj edilebilir hibrit bir model olduğunu söylüyor. Henrik Fisker'a göre cep telefonlarımızı şarj ettiğimiz gibi bu otomobili de elektrik şebekesine bağlayarak şarj edebileceğiz.

Fisker Karma'da kullanılan hibrit teknolojisine "Q Drive" adı veriliyor. Bu teknoloji Quantum Technologies tarafından geliştirilmiş ve daha önce ABD ordusu için kullanılmış. Bu teknolojiyi kullanan araçlar sessiz çalışmaları ve çok az enerji tüketmeleri sayesinde düşmana kolayca yaklaşmak için tercih ediliyor.

Fisker Karma'nın satışa sunulması ancak 2009 yılının sonlarında gerçekleşecek. İlk satış fiyatınınsa 40.000 Sterlin olması bekleniyor. Başlangıçta 15.000 adet üretilmesi düşünülen hibrit otomobil, daha şimdiden ön siparişler sayesinde bu rakama ulaşmış durumda.

Kaynak:Hürriyet

Adobe, Linux’le mi Evleniyor


Adobe System’in Web tarayıcısı eklentisi AIR’in bir alfa versiyonunu duyuracağı ve Linux Foundation’a katılacağını açıklaması bekleniyor.

Geçen ay piyasaya sürülen AIR 1.0 (Adobe Integrated Runtime), Windows ve Mac OS’le çalışıyor. Adobe sonrasında AIR’i Linux ve mobil cihazlara taşıyacağını söylemişti. Linux üzerinde çalışan AIR’in çıkışının bir parçası olarak Adobe, Linux için Flex Builder sisteminin de alfa versiyonu için bir güncelleme hazırlıyor. Her ikisi de Adobe Labs’de ücretsiz olarak bulunabilecek ve bu sene içinde tamamlanmış olacak...

Adobe, Linux’ta bulunan zengin internet uygulamaları gelişmelerine yardımcı olabilmek için Linux Foundation’a katıldığını söyledi.

Kaynak:Cnetturkiye

3D Web Rüya Değil

Bu haftadan itibaren ilk olarak Facebook üzerinde, belli sayıda kullanıcı tarafından denenmeye başlanacak olan uygulamayla 3-Boyutlu sohbet imkanı sunulacak. Özellikle sosyal ağlarda daha çok öne çıkacağı tahmin edilen uygulama webe entegre olacak. Uygulama, Second Life gibi çoklu oyun platformlarının daha küçük bir versiyonu.



Aslında 3-Boyut, geçmişi 1994 yılına uzanan web dizaynı gerçekleştiren pek çok kişinin hayal ettiği, oluşumu o yıllarda başlayan bir olgu. Bu oluşum kapsamında geliştirilen VRML standardı ile web tarayıcılarının küp gibi 3-Boyut objeleri görüntüleyebilmeleri bir ölçüde sağlanmıştı. Ancak bu standart, ihtiyaca cevap vermekten uzak, kimi şirketlerin aralarındaki kısır çekişmeler dolayısıyla istenilen düzeyde geliştirilememişti. Bu konuda en ciddi çalışmayı gerçekleştiren Web 3-D Konsorsiyumu daha başarılı uygulamalar geliştirerek grafik ve resimlerle destekli MPEG-4lerle kullanılmaktadır.



Webin, 3-Boyut olgusunun geliştirilmesi konusunda bulunması gerekenin çok gerisinde olduğu kabul ediliyor. Bazı online oyunları 2.5-D şeklinde nitelendirerek küçük gören tasarımcılar, açıları önceden belirlenmiş kısıtlı hareket olanağı olan animasyonların 3-Boyut olarak nitelendirilemeyeceğini söylüyorlar. Bu açıdan Vivaty'nin sunduğu çok boyutlu, dinamik görüntü özellikleri 3-Boyut oyunlara benzerlik gösteriyor. 3-Boyut standartlarının oluşumuna katkı sağlayacağı tahmin edilen bu ilk ciddi girişimlerin özellikle sosyal ağlarda büyük oranda ilgi göreceğine kesin gözüyle bakılıyor.

2 Nisan 2008 Çarşamba

Türksat 3A Yolculuğa Hazır


Türkiye'nin yeni uydusu Türksat 3A, tüm testleri tamamlanarak üretildiği Fransa'daki Thales Alenia Space tesislerinden, Fransız Guyanası'ndaki Kourou Uydu Fırlatma Bölgesi'ne ulaştırıldı. Türksat 1C uydusunun yerini alacak olan ve tasarım ve üretim sürecinde 22 Türk mühendisin de görev aldığı Türksat 3A, Türkiye'nin uydu haberleşme kapasitesini yüzde 50 artıracak.

Türksat 3A'nın Mayıs ayı sonunda büyük bir törenle uzaya fırlatılacağını söyleyen Türksat A.Ş. Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay, "Türksat 3A, Türk mühendislerinin gözetiminde ve en son teknolojiler kullanılarak geliştirildi. Türkiye'nin uydu teknolojisi konusundaki bilgi birikimine büyük katkı sağlayan uydumuz, uzaydaki kapasitemizi de önemli ölçüde artıracak. Türksat A.Ş. olarak çalışmalarımızı, Türkiye'nin uydu alanında dünyanın söz sahibi ülkelerinden olmasına yoğunlaştırmış bulunuyoruz. Türksat 3A'dan sonra gelecek ikinci uydunun tamamen Türk mühendisleri tarafından ve Türkiye'de üretilmesini hedefliyoruz" dedi.

Çin'den Grönland'a kadar çok geniş bir coğrafyada hizmet verecek olan Türksat 3A, Asya, Avrupa, Kuzey Afrika ve Türkiye'den yayın yapacak kuruluşların taleplerine cevap verecek kapasite ve yeteneklere sahip. Uydunun kullanım ömrü ise 20 yıl olarak planlandı.

Türksat 3A, yüksek düzeyde anahtarlama ve uzaydaki yıldızların konumlarına göre kendi durumunu belirleme yeteneği (Star Tracker) gibi uydu iletişimi alanındaki en son teknolojileri kullanıyor.

Köye, mezraya şantiyeye genişbant internet

Türksat 3A'nın bir önemli özelliği de 50-60 cm'lik çift yönlü iletişime imkan tanıyan VSAT uydu terminalleri ile kablo altyapısının ulaşmadığı, köy, mezra ve şantiye gibi yerlere genişbant internet bağlantısı, veri iletişimi ve telefon bağlantısı hizmeti sunabilmesi. Türksat 1C ve 2A uyduları bu hizmeti 90 cm'lik çanaklar vasıtasıyla verebiliyordu. Çanak boyutundaki düşüş, bu hizmetten yararlanmak isteyenlerin ilk kurulum maliyetlerini azaltmakta.



Türksat 1C ve 2A'nın şu anki toplam kapasitesi ile yaklaşık 500 TV kanalına hizmet verilebiliyor. Bu uyduların sağladığı veri iletişim kapasitesi ise 4.5 Gbit seviyesinde. Türksat 1C'nin yerini Türksat 3A'nın almasıyla birlikte kanal sayısı ve veri transfer kapasiteleri yaklaşık yüzde 50 artarak 750 TV kanal ve 7 Gbit veri transfer kapasitesine ulaşılacak.

Mayıs'ta törenle fırlatılacak

Türksat 3A'nın, içinde bulunduğumuz Mart ayında fırlatılması planlanmıştı. Fakat fırlatma bölgesi olan Fransız Guyanası'nda son aylarda yaşanan olumsuz hava şartları nedeniyle 21 Aralık ile 9 Mart arasında fırlatma yapılamadı ve Türksat 3A öncesinde fırlatılması planlanan uyduların fırlatılmasında gecikme yaşandı. Bu nedenle Türksat 3A'nın fırlatılması Mayıs ayının üçüncü haftasına ertelendi. Türksat 3A öncesinde Brezilya (Starone C2) ve Vietnam (VinaSAT-1)'ın haberleşme uyduları tek bir seferde fırlatılacak. Türksat 3A ise Mayıs ayının üçüncü haftası büyük bir törenle uzaya gönderilecek.

Türksat 3A'nın fırlatılmasında yaşanan erteleme, halen kullanılmakta olan Türksat 1C uydusunun hizmetlerinde kesintiler oluşması ihtimalini gündeme getirdi. Türksat A.Ş. Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay, daha önce Mart ayı sonunda yerini 3A uydusuna bırakması planlanan Türksat 1C'nin hizmetlerinde, diğer ülkelerin uydularının fırlatma programındaki gecikmeler nedeniyle Mayıs ayından itibaren kısa süreli kesintiler olabileceğini söyledi. Dalbay, "Türksat 1C üzerindeki yükün çok büyük kısmı Türksat 2A'ya kaydırılmış durumda. Bu nedenle uydu iletişiminde önemli bir sorun yaşanmayacağını düşünüyoruz" dedi.

Kısaca Türksat 3A

Tasarımına 10 Şubat 2006'da başlandı
Fransa'daki Thales Alenia Space tesislerinde üretildi
Çin'den Grönland'a kadar Asya, Avrupa ve Kuzey Afrika bölgesine hizmet verebiliyor.
400 TV kanalını destekliyor
4 Gbit veri transfer kapasitesi bulunuyor
Uydu alanındaki en son teknolojiler olan yüksek düzeyde anahtarlama ve Star Tacker gibi teknolojilere sahip.
Ömrü 20 yıl
Mayıs ayının üçüncü haftası Fransız Guyanası'ndaki Kourou Uydu Fırlatma Bölgesi'nden uzaya gönderilecek.

LG P3000, 1699 dolara


1.65 kg ağırlığında ve sadece 21 mm kalınlığında olan bilgisayar tasarruflu ekranı sayesinde daha az enerji tüketiyor ve piliyle daha uzun bir çalışma süresi vaad ediyor.

Santa Rosa platformu ile beraber dizüstü bilgisayarlara gelen Intel Turbo Memory teknolojisiyle donatılan bilgisayar 13,3 ekran boyutuyla taşınabilirliği de ön plana çıkarıyor.

P300 ayrıca HDMI ve SRS özellikleri ve 1,3 megapiksellik bir webcam ile donatılmış bilgisayarda 802.11n destekli kablosuz ağ bağdaştırıcı mevcut.

Ayrıca üründe DVD-yazıcı, üç USB slotu ve VGA çıkışı yer alıyor. LG P300 Windows Vista Business yüklü olarak 1699 dolar satış fiyatıyla tüketiciye sunuluyor.

CeBIT 08: CeBIT’te yeşil bilişimciler


Yeşil IT köyü kuruldu
CeBIT fuarının 9. salonunda bulunan Yeşil IT köyünde ağ donanımı hazır ofisler, ev aletleri, enerji tasarruflu bilgisayarlar ve alternatif enerji kaynakları gibi çözümler kullanıcılarla ve iş dünyasıyla tanıştırılıyor. Bu sunumlarla eş zamanlı olarak sektörün Yeşil IT çözümlerine yönelmesi adına onlara cesaret verecek ve kullanıcıları teşvik edecek konferanslar yürütülüyor.

Bilişim azmettirici rolünde
CeBIT'in dikkat çektiği bu durum, bilişim dünyası için kabullenmesi zor olsa da en fazla enerji tüketimine sebep olan ve optimizasyonun en düşük tutulduğu alanın bilgisayar dünyası olduğunun da altını çiziyor. Birçok zararlı kimyasalın ve ağır metalin en yoğun olarak kullanıldığı alan, elektronik. Eğer suçlu elektronik olarak ilan edilecekse azmettirici olarak da bilgisayar sektörü öne çıkıyor.
Bilgisayar endüstrisi, geri dönüşüm oranının en düşük olduğu üretim alanlarından birisi. Hatta piller ve özellikle anakartlarda kullanılan bazı metal oksitler, ömürlerini tamamladıklarında profesyonel olarak yok edilmezlerse çevreye büyük zararlar veriyor. Dünya genelindeki tüm sunucuları barındıran veri merkezlerinin yıllık karbondioksit emisyonunun uluslararası hava trafiği sayesinde ortaya çıkan karbon dioksit emisyonuna neredeyse eşit.

Sektör 2007'de uyandı
Geçtiğimiz beş yıl içinde bilişim endüstrisi yavaş yavaş suçunu kabul etmeye ve sorumluluk almaya başladı. Ancak asıl uyanış geçen yıl gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl Dell, HP ve Sun gibi teknoloji şirketleri, Çevre Koruma Girişimi adında bir konsorsiyum kurarak veri merkezlerinin güç tüketimlerini düşürmeye ve uygun soğutma sistemleri kullanarak küresel ısınmaya sebebiyet vermemeye yönelik bazı kararlar üzerine fikir alışverişine başladılar.
Yeşil IT, yalnızca enerji tasarrufu yapan ve daha az ısı yayan ürünler demek değil. Enerji ya da ısı konusunda herhangi bir optimizasyona uğramasa da geri dönüşebilirlik yeteneği kazandırılan ürünler de hammadde ve işleme tasarrufu sağlayarak dolaylı yoldan çevreyi koruyor.

Sessiz, tasarruflu, ucuz


AMD 780G, Full-HD filmlerin ve 3D-grafiklerin pürüzsüz bir şekilde gösterilmesini sağlıyor ve tüm bunları düşük enerji tüketimi ile gerçekleştiriyor. Acaba AMD çok şey mi vaat etti yoksa üretici, ev-eğlencesi ve giriş seviyesi PC'ler için mükemmel bir yonga seti mi ortaya çıkardı?

Birlikten güç doğar: HybridCrossfire
AMD, ATI Radeon HD 3200 ile 780G yonga setinin içine yetenekli bir grafik birimi yerleştiriyor. 512 MB'a kadar sistem belleğine ortak olabiliyor. Yine de AMD anakart üreticilerine platin üzerine VRAM (yerel grafik belleği) entegre edip bunu Radeon HD 3200'e tahsis etmeleri için ricada bulundu. Bu ekleme anakartın fiyatını çok az miktarda arttıracaktır fakat grafik performansı yükselecektir. Ayrıca sistem belleğinin tamamı PC'ye kalmış olacak.

Bu entegre DirectX 10 grafik çözümü benchmark'larda Intel'in bütünleşik yonga setlerinden iki kat daha fazla performans sunuyor. Yine de iddialı 3D oyunları 17 veya 19 inçlik TFT monitörlerde akıcı bir şekilde gösteremiyor. Bu yüzden AMD hemen bir yan çözüm sunuyor: HybridCrossfire. Bu teknolojiyi kullanmak için PCI-Express slotuna HybridCrossfire destekli bir ekran kartı takmanız ve sürücü ayarlarında çift ekran kartı modunu açmanız gerekiyor. Bundan sonra 780G'deki grafik çözümü ile ekran kartınız görevi paylaşıyorlar.

Testlerde bu kombinasyon yaklaşık yüzde 50'lik bir 3D-performans farkı yarattı. Birçok güncel 3D-oyunu 17 ve 19 inç (LCD) ekranların sunduğu çözünürlüklerde pürüzsüz bir şekilde oynayabilirsiniz. Daha fazlasını isteyenler BIOS'a girip Radeon HD 3200'e yüzde 80 oranında overclock uygulayabilir. Pratik bir unsur: Eğer entegre grafik çözümünün gücü yeterliyse yonga seti otomatik olarak harici ekran kartını devre dışı bırakıyor ve böylece enerji tüketimi ve ısı oluşumu azalıyor. AMD, şu an için HybridCrossfire kartı olarak sadece ATI Radeon 3450'ye izin veriyor.

Intel Cliffside ile kablosuzda devrim


Intel'in Cliffside teknolojisi bilgisayarların birden çok ağa bağlanabilmesini sağlayacak. Bu teknoloji ile üretilen kablosuz ağ kartları iki bağımsız adaptör gibi çalışarak farklı ağlara bağlanabilecek. Bu sayede kullanıcılar internetten dosya indirirken aynı zamanda kablosuz cihazları da bilgisayarına bağlayabilecek.

Cliffside aynı zamanda dizüstü bilgisayarları kolayca birbirine bağlamaya da yarayacak. Yani internet olmasa bile bilgisayarlar arası dosya aktarımı mümkün olacak.

Intel, Cliffside'ın ne zaman piyasada olacağına ilişkin bir bilgi vermiyor ancak hala geliştirilme aşamasında olan teknolojinin önünde uzunca bir süre olduğu tahmin ediliyor.